1. Agulama Süreci
2. Tek Sözcük Evresi
3. Telgrafik Konuşma
4. İlk Gramer Süreci
Dil gelişimi, çevre ve ailenin sosyoekonomik durumundan büyük ölçüde etkilenmektedir. Bugün tv. bilgisayar gibi kitle iletişim araçları sayesinde çocukların kelime dağarcıkları 15-20 yıl öncekine göre çok daha gelişmiştir. Yapılan araştırmalara göre, cinsiyet faktörünün de konuşmada etkili olduğu saptanmıştır; kız çocukları, erkek çocuklarına göre daha erken konuşmakta ve kelime hazineleri daha zengin olmaktadır.
Okul öncesi dönemdeki çocuk, oyun çocuğudur, bu sebeple, o yaştaki bir çocuğa, herhangi bir şeyi sözcüklerle anlatmaya, kavratmaya çalışmak doğru olmaz. Bu dönemde çocuğa kavratılmak istenen şey, ona oyun içinde gösterilerek, yaptırılarak öğretilmeli, nesnel olarak kazandırılmalıdır.
Oyun, çocuğun bedensel, duygusal, psikomotor, sosyal gelişimini etkiler. Aynı zamanda da mantık ve dil açılarından da çocuğun gelişimine katkıda bulunur. Örneğin çocuk arkadaşlarıyla oynarken farkında olmadan yeni sözcükler kazanır. Öğrendiği bu sözcükleri arkadaşlarıyla paylaşır, onlara bir şeyler anlatır ya da onları dinler, bu yolla da dili kullanma ve konuşma becerisi artar. Sözcük dağarcığı zenginleşir ve nesneleri, oyun sırasında, işlevleriyle birlikte tanır, böylece çocukta dil ve mantık gelişmesi birlikte hızlanır. Oyun yönetimi, nesnelerin ve nesnelere ilişkin işlevlerin kavratılmasında geçerli olduğu gibi, nesnel olmayan değer ölçülerinin kavratılmasında da etkilidir. Oyun, mantık ve dil gelişimini etkiler, çocuğun sözcük dağarcığını genişletir, düzgün cümleler kurma alışkanlığı kazandırır. Ayrıca oyun, rahat konuşma ve düşüncelerini açıklama alışkanlığını pekiştirdiği gibi soru sormayı, yeni bilgiler edinmeyi, bilgileri başkasına aktarma yetisini geliştirir. Nesneleri, araç gereçleri tanımasına yardımcı olur. Adlarını belletir, işlevlerini kavratır, onları kullanmayı öğretir, eski deneyimlerine, bilgilerine yenilerini katar. Oyunla, çocuk nesneler, olaylar arasındaki ayrılıkları ve benzerlikleri kavramaya başlar, buna paralel olarak da düşünme, algılama, kavrama, imgelem, gibi mantık gerektiren soyut yetenekler yönünden gelişme sağlar.
Anne ve babalara, yetişkinlere, çocuğun dil gelişimiyle ilgili büyük görevler düşmektedir. Çocuklar taklitçidir, kendilerinden istenilenleri değil, gördüklerini yaparlar. Bu sebeple, yetişkinler konuşmalarıyla çocuklara iyi örnek olmalıdırlar. Çocuğa serbest konuşma fırsatı verilmeli, düşünme ve anlatma yeteneğini geliştirmesi için zaman tanınmalı, çocuğun söylediği yanlış sözcükler onu azarlayarak veya alaya alarak değil, sözcüğün doğrusunu söyleyerek düzeltilmelidir. Ayrıca çocuğun konuşmaya başladığı dönemlerde, yetişkinler aceleci olmamalı, çocuğu da bu konuda zorlamamalıdır. Çocuğun yaşıtlarıyla iletişim kurması sağlanmalı, sorduğu sorulara açık ve doğru yanıtlar verilmelidir, ancak yetişkinler çocuğu yaşıtlarıyla kıyaslamamalı, çocuk konuşma olgunluğuna erişmeden konuşmanın gerçekleşmeyeceği unutulmamalıdır.